🐍 Sadaka Ile Ilgili Ayet Ve Hadisler
sGT9sg. Aşağıda sadaka ile ilgili ayetler ve hadisler kısaca olarak ele alacağız. Sadaka her nevi güzel ve yararlı iş olarak bilinmektedir. Sadaka maddi ve manevi olarak gerçekleştirilmektedir. Maddi yardımlar ayni ya da nakdi olarak sadaka olabileceği gibi manevi destekler de sadaka yerine geçmektedir. Sadaka vermek iyi bir davranıştır. Bu nedenle sadaka vermek salih ameller arasında yer almaktadır. Sadaka ile ilgili ayetler ve hadisler şu şekildedir “Sadakaları açıktan verirseniz ne güzel! Fakat onları gizleyerek fakirlere verirseniz bu, sizin için daha hayırlıdır ve günahlarınızdan bir kısmına da keffaret olur. Allah yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.” Bakara Suresi 271 “Her meşrû ve güzel iş sadakadır.” Buhârî, Edeb 33; Müslim, Zekât 53
Gizli Sadakanın Fazilet ve Etkileri/ Ehl-i Beyt ve Gizli Sadaka/ Açık Sadakanın Fazileti ve Etkileri/ Gece ve Gündüz Verilen Sadakanın Fazileti ve Etkileri/ Bollukta ve Darlıkta Sadakaya Teşvik/ Sadakanın Sınırı/ Sadakaları Elden Ele Vermenin Sevabı/ Sadakanın Harcama Yerleri/ Sadakaya Müstahak Olmayan Kimse/ Sadakanın Afetleri/ Bağışta Bulunmanın Adabı/ Kafirin Sadakası/ Günahkara Onu Günahtan Korumak İçin Sadaka Vermek Gizli Sadakanın Fazilet ve EtkileriKur’an“Sadakaları açıkça verirseniz o ne güzel! Eğer onları yoksullara gizlice verirseniz sizin için daha iyidir. Allah onları kötülüklerinizden bir kısmına karşı tutar. Allah işlediklerinizden haberdardır.”[1] Resulullah şöyle buyurmuştur “Gizli sadaka rabbin gazap ateşini söndürür.”[2] İmam Sadık şöyle buyurmuştur “Seni övsünler diye insanların gözü önünde sadaka verme. Zira eğer böyle yaparsan şüphesiz sevabını almış olursun. Ama eğer sağ elinle sadaka verirsen sol elin bundan haberdar olmazsa kendisi için gizli sadaka verdiğin kimse onun sevabını sana açıktan verir.”[3] Resulullah şöyle buyurmuştur “Çok gizli sadaka ver. Zira gizli sadaka vermek aziz ve celil olan Allah’ın gazap ateşini söndürür.”[4] İmam Ali şöyle buyurmuştur “Gizli sadaka en üstün iyiliklerden biridir.”[5] Resulullah şöyle buyurmuştur “Allah’ın arşının gölgesinden başka hiçbir gölgenin olmadığı gün yedi kişi arşın gölgesinde yer alır Sağ eliyle verdiği sadakayı sol elinden gizleyen kimse”[6] İmam Ali şöyle buyurmuştur “Tevessül edenlerin sarıldığı en iyi vesile Allah’a imandır. . . ve gizli sadaka vermektir. Zira gizli sadaka günahı yok eder ve rabbin gazap ateşini söndürür.”[7] İmam Zeyn’ül Abidin şöyle buyurmuştur “Sadakanın hakkı aziz ve celil olan rabbin nezdinde onun stokun olduğunu bilmen ve şahit tutmaya bile ihtiyaç duyulmayan bir emanetin olduğunun bilincinde olmandır. Bunun yanında gizlice emanet ettiğin şeye güvenin aşikar emanet ettiğin şeye güvenmekten daha çok olması gerektiğini, dünyada sadakanın belaları ve hastalıkları senden defettiğini, ahirette ise cehennem ateşini senden uzaklaştırdığını bilmendir.”[8] İmam Sadık şöyle buyurmuştur “Allah’a yemin olsun ki gizli sadaka açıkça verilen sadakadan daha üstündür ve Allah’a yemin olsun ki gizli ibadet aşikar olan ibadetten daha üstündür.”[9] Ehl-i Beyt ve Gizli Sadaka İmam Bakır İmam Zeyn’ül Abidin hakkında şöyle buyurmuştur “Şüphesiz o gecenin karanlığında dışarı çıkıyor, sırtına bir çuval alıyor, tek tek evlerin kapısına varıyor, kapıları çalıyor ve kapıyı açan herkese bir şeyler veriyordu. Bir fakire bir şey verdiğinde ise kendisini tanımaması için yüzünü örtüyordu.”[10] Muhammed b. İshak şöyle diyor “Medine halkından bir grup maaşlarının nereden geldiğini bilmeksizin kendilerine kimin yardım ettiğini bilmeksizin yaşıyorlardı. Ali b. Hüseyin vefat edince kendilerine geceleyin verilen şeyler kesilmiş oldu.”[11] Hişam b. Salim şöyle diyor “Hava kararınca ve gece bir miktar geçtikten sonra İmam Sadık ekmek, et ve para dolu bir torba alıyor, omuzlarına yüklüyor, Medine fakirlerine götürüyor, onlar arasında bölüştürüyordu ama onlar kendisini tanımıyorlardı. İmam Sadık vefat edince artık o yardımlar kesilmiş oldu ve neticede o şahsın İmam Sadık olduğunu anladılar.”[12] Açık Sadakanın Fazileti ve EtkileriKur’an “Sadakaları açıkça verirseniz o ne güzel! Eğer onları yoksullara gizlice verirseniz sizin için daha iyidir. Allah onları kötülüklerinizden bir kısmına karşı tutar. Allah işlediklerinizden haberdardır.”[13]“Allah’ın kitabına uyanlar, namazı kılanlar, kendilerine verdiğimiz rızıktan gizli ve açık infak edenler, tükenmeyecek bir kazanç umabilirler.” [14] İmam Sadık şöyle buyurmuştur “Açıkta verilen sadaka yetmiş tür belayı defeder.”[15] İmam Ali şöyle buyurmuştur “Allah’a yakınlaşmayı isteyenlerin bu yakınlaşmadaki en temel vesileleri; Allah’a ve Resulüne imandır… hataları örten gizli sadaka vermek, kötü ölümü savan açık sadaka vermektir…”[16] İmam Bakır Allah-u Teala’nın, “Eğer sadakayı açıkça verirseniz o ne güzel…” ayeti hakkında şöyle buyurmuştur “Maksat farz olan zekattır.” Ravi şöyle diyor “Ben “Eğer onu gizler ve fakirlere verirseniz” ayetinden maksat nedir?” diye arzedince de şöyle buyurdu “Bundan maksat da müstehap olan zekattır.” Onlar farzları açık bir şekilde vermeyi ve nafileleri gizlemeyi seviyorlardı.”[17] Gece ve Gündüz Verilen Sadakanın Fazileti ve Etkileri Kur’an“Gece gündüz, açık gizli, mallarını infak edenlerin mükâfatlarını Rableri verecektir. Onlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir.” [18] İmam Sadık şöyle buyurmuştur “Gece verilen sadaka rabbin gazab ateşini söndürür, büyük günahları temizler ve hesabı kolaylaştırır. Gündüz verilen sadaka ise malı çoğaltır ve ömrü artırır.”[19] İmam Sadık şöyle buyurmuştur “Gündüz verilen sadaka suyun tuzu erittiği gibi günahları eritir ve gece verilen sadaka ise azameti yüce rabbin gazab ateşini söndürür.”[20] Resulullah şöyle buyurmuştur “Gününe başlayınca sadaka ver ki o günün uğursuzluğunu senden uzaklaştırsın ve akşam olunca da sadaka ver ki o gecenin uğursuzluğunu senden gidersin.”[21] İbn-i Abbas, “Gece ve gündüz infak edenler” ayeti hakkında şöyle buyurmuştur “Bu ayet Ali b. Ebi Talib hakkında nazil olmuştur. Müminlerin Emiri’nin dört dirhemi vardı. Bir dirhemini gece infak etti, bir dirhemi gündüz, birini gizli ve birini de açık infak etti.”[22] Bollukta ve Darlıkta Sadakaya Teşvik Kur’an“Rabbinizin mağfiretine ve takva sahipleri için hazırlanmış, eni gökler ve yer kadar olan cennete koşuşun. Onlar bollukta ve darlıkta infak ederler. . .” [23] -İbn-i Cerir ve İbn-i Ebi Hatem, İbn-i Abbas’tan “Bollukta ve darlıkta infak edenler” ayeti hakkında, “Maksat darlık ve kolaylık zamanıdır” dediğini nakletmişlerdir.”[24]-Mecme’ul Beyan’da şöyle yer almıştır “Ayette geçen İsra suresi 29 “Serra ve Zerra” kelimelerinin anlamı hakkında iki görüş vardır. Bunlardan biri İbn-i Abbas’ın görüşüdür ve maksadın zenginlik ve fakirlik zamanı olduğunu söylemektedir. İkinci görüş ise hüzün ve sevinç zamanı olduğunu ifade etmektedir. Yani bu haletlerden hiçbirisi hayırlı işlerde malını infak etmesine engel olmamaktadır.” [25] Sadakanın Sınırı Kur’an “Elini boynuna bağlayıp cimri kesilme, büsbütün de açıp tutumsuz olma, yoksa pişman olur, açıkta kalırsın.”[26] “Ne infak edeceklerini sana sorarlar. De ki “Affı.” Orta yolu tutturarak artanı veya malın en iyisini” [27] Resulullah şöyle buyurmuştur “Sadaka vermekte haddi aşan sadaka vermemiş kimse gibidir.”[28] İmam Sadık Allah-u Teala’nın, “Elini boynuna bağlayıp cimri kesilme, büsbütün de açıp tutumsuz olma, yoksa pişman olur, açıkta kalırsın” ayeti hakkında şöyle buyurmuştur “Ayette geçen ihsar yoksulluk anlamındadır.”[29] Resulullah Ali’ye yaptığı tavsiyesinde şöyle buyurmuştur “Sadaka, gücün olduğu kadarıyla bağışlaman ve israf etmediğin halde, “İsraf ettim” demendir.”[30] Resulullah şöyle buyurmuştur “İnfak ediniz, bağışta bulununuz ve hesaplamayınız ki şüphesiz hakkınızda hesaplanır ve cimrilik etmeyiniz ki hakkınızda cimrilik edilir.”[31] İmam Sadık şöyle buyurmuştur “Eğer birisi varını yoğunu Allah’ın yollarından birinde infak ederse beğenilir ve başarılı bir iş yapmamıştır. Nitekim Allah-u Teala şöyle buyurmamış mıdır “Ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın ve iyilik edin ki şüphesiz Allah iyilik edenleri sever.” İyilik edenlerden maksat orta yollu olanlardır.”[32] İmam Sadık şöyle buyurmuştur “Kardeşin için sana olan zararı kendisine olan faydasından daha çok olan bir işe girişme.”[33] İmam Kazım şöyle buyurmuştur “Kendinden, kardeşlerine senin için zararı, onun için olan faydasından daha çok olacak bir şekilde bağışlama.”[34] İbn-i Abbas şöyle diyor “Allah yolunda infak emri nazil olunca bir grup ashap Allah Resulü’nün yanına gelerek şöyle arzettiler “Bu mallarımızdan infak etmemiz gereken şeyin ne olduğunu bilmiyoruz. Ondan hangi şeyi infak edelim?” Bunun üzerine Allah şu ayeti nazil buyurdu “Senden infakın ne olduğunu söylüyorlar. De ki fazlasını” Peygamber bu ayet nazil olmadan önce artık sadaka verecek bir şey bulamayıncaya kadar infakta bulunuyor ve yediği her yemekten bir miktarını sadaka veriyordu.”[35] Sadakaları Elden Ele Vermenin SevabıResulullah şöyle buyurmuştur “Herkim sadakayı muhtaç birine ulaştırırsa o sadakanın sahibinin sevabını elde eder ve sadaka sahibinin sevabından da bir şey eksilmez.”[36] Resulullah şöyle buyurmuştur “Her kim fakir birisi için sadaka toplarsa sadaka veren kimsenin sevabını elde eder. Eğer kırk bin kişi bu sadakayı elden ele dolaştırır ve sonra fakire verirse onların tümüne kamil bir sevap verilir.”[37] İmam Sadık şöyle buyurmuştur “Eğer sadakanın sevabı seksen el dolaşacak olursa yine de tümü sevap görür ve sadaka sahibinin sevabından da hiçbir şey eksilmez.”[38] Resulullah şöyle buyurmuştur “Eğer sadaka yetmiş bin kişi arasında elden ele dolaşsa, yine de en sonuncusunun sevabı baştakinin sevabı gibidir.”[39]Sadakanın Harcama YerleriKur’an “İnfaklarınızı Allah yolunda mahsur kalanlara, yeryüzünde kazanç için dolaşamayanlara, hayalarından dolayı, kendilerini tanımayanların zengin saydıkları yoksullara verin. Onları yüzlerinden tanırsın, insanlardan yüzsüzlük ederek bir şey istemezler.” [40] Resulullah şöyle buyurmuştur “Miskin insan ondan bundan bir iki öğün yemek veya bir iki lokma ekmek alan kimse değildir. Mal biriktirmek için insanlara avuç açan kimseye o mal, alevlenen kızdırılmış bir taş gibidir. O halde herkim isterse o az malla yetinsin ve insanlara el açmasın ve her kim de isterse dilencilik yoluyla malını çoğaltsın.”[41] Resulullah şöyle buyurmuştur “Miskin insan ne gezinen dilencidir ve ne de bir iki hurma veya bir iki lokma ekmek alan kimse. Miskin nefis izzet ve yüceliği bulunan yoksun kimsedir. Öyle ki asla insanlara el açmaz ve hiç kimse onun fakir olduğunu anlamaz ki ona sadaka versin.”[42] İmam Sadık kendisine, “Evin kapısını çalan kimseye sadaka vermek gerekir mi yoksa ondan esirgemek mi gerekir ve onu sadakayı akrabalara mı vermek icab eder?” diye sorulunca şöyle buyurmuştur “Onlara kapıya gelen dilencilere vermeyin. Sadakaları fakir akrabalarınıza gönderin ki bu işin sevabı daha çoktur.”[43] İmam Kazım kendisine yolda dilenen kimseye yardım hususunda mektup yazan birine şöyle cevap vermiştir “Herkim Nasibi birine Ehl-i Beyt düşmanına sadaka verir ve yardımda bulunursa o sadaka kendisi için sevap değil, günah olur. Ama mezhebinden ve durumundan haberdar olmadığın birine sadaka versen daha iyidir ve sevabı daha fazladır. Bundan da öte haline acıdığın, kendisine merhamet ettiğin ve inancını ve mezhebini bilmenin mümkün olmadığı kimseye sadaka vermenin Allah’ın izniyle hiçbir sakıncası yoktur.”[44] İmam Sadık Allah-u Teala’nın “Dilenen ve mahrum için” ayeti hakkında şöyle buyurmuştur “Mahrum, alışverişte hiçbir şeyden nasiplenmeyen rızıksız kimse demektir.”[45] İmam Bakır ve İmam Sadık hakeza bu ayet hakkında şöyle buyurmuşlardır “Mahrum kimseden maksat akli açıdan müşkülü olmayan ama her ne kadar çalışsa da ve zahmet çekse de rızık kapısı açılmayan kimsedir.”[46] Sadakaya Müstahak Olmayan KimseResulullah şöyle buyurmuştur “Sadaka ne zengin için helaldir ve ne de salim ve güçlü olan kimse için. Sadece şiddetli bir fakirliğe veya korkunç bir borca müptela olan kimseye helaldir. Herkim varlığını artırmak için insanlara avucunu açarsa kıyamet günü o mal yüzünde bir sıyrık ve yuttuğu kızdırılmış bir taşa dönüşür. O halde herkim isterse fakirlikle yetinsin. Herkim de isterse dilenerek malını çoğaltsın.”[47] İmam Bakır şöyle buyurmuştur “Sadaka zekat sanat sahibi veya sağlam ve güçlü bir bünyesi olan kimse içim helal değildir. O halde sadaka almaktan sakının.”[48] Ben diyorum ki “Seduk r. a Men la Yehzuruh’ul Fakih kitabında şöyle nakletmiştir “Rivayet edildiği üzere İmam Sadık’a şöyle arzedildi Halk Allah Resulü’nden şöyle buyurduğunu rivayet etmektedir “Sadaka zengin olan ve sağlam ve güçlü bir bünyeye sahip bulunan kimseye helal değildir.” İmam Sadık şöyle buyurdu “Allah Resulü “İhtiyaçsız kimseye haramdır” diye buyurmuştur ama, “Sağlam ve güçlü bir bünyeye sahip olan kimseye” diye buyurmamıştır.”[49] Sadakanın AfetleriKur’an“Güzel bir söz ve bağışlama, peşinden incitme gelen sadakadan daha iyidir. Allah zengindir, hilim sahibidir. . Ey iman edenler! Allah’a ve ahiret gününe inanmayıp, insanlara gösteriş için malını infak eden kimse gibi, sadakalarınızı başa kakma ve incitmek suretiyle boşa çıkarmayın. Onun durumu, üzerinde toprak bulunan kayanın durumu gibidir; üzerine sağanak yağmur yağdığında onu çıplak bir kaya haline getirivermiştir. Kazandıklarından hiçbir şey elde edemezler. Allah küfreden kimseleri hidayet etmez.” [50] “Yaptığın iyiliği çok görerek başa kakma.” [51] İmam Ali şöyle buyurmuştur “Minnet etmemek ihsanın süsüdür.”[52] İmam Sadık şöyle buyurmuştur “Minnet etmek iyiliği ortadan kaldırır.”[53] İmam Ali şöyle buyurmuştur “Bağışlamak tabiatın yüceliğindendir. Minnet etmek ise iyiliği yok eder.”[54] Resulullah şöyle buyurmuştur “Şu üç kimseyle aziz ve celil olan Allah konuşmaz “Verdiği her şeyde minnet eden, elbisesini yerde süren tekebbürden kinayedir ve yalan yere yemin ederek malını satan kimse ile.”[55] İmam Ali Malik Eşter’e yazdığı mektupta şöyle buyurmuştur “Halka karşı yaptığın iyiliği başlarına kakarak, onları minnet altında bırakmaktan ve yaptığını olduğundan çok gösterip övünmeye kalkışmaktan sakın. Söz verince sözünden dönme. Yaptığıyla kişiyi minnet altında bırakmak, ihsanı yokeder. Yaptığını çok görüp onunla övünmek, hakkın nurunu götürür.”[56] İmam Sadık şöyle buyurmuştur “Eğer birine iyilik edersen fazla minnet ederek ve yüzüne vurarak bu iyiliğini yok etme. Aksine daha iyi bir iyilikle devam ettir. Zira bu iş senin ahlakın için daha güzeldir. Ahiret sevabını da daha farz kılar.”[57] Resulullah şöyle buyurmuştur “Hiçbir beklenti içinde olmaksızın sadaka veriniz. Zira beklenti içinde olmak sadakayı yok eder.”[58] Bağışta Bulunmanın Adabıİmam Ali şöyle buyurmuştur “İhsan ve bağışta savsaklamak ruhun işkencesidir.”[59] İmam Ali şöyle buyurmuştur “Savsaklamak ve minnet etmek ihsanı tatsız kılar.”[60] İmam Ali şöyle buyurmuştur “Bugün yarın diye savsaklamak iki esirgemeden biridir.”[61] İmam Ali şöyle buyurmuştur “Bağışta bulunmanın afeti bugün yarın diye savsaklamaktır.”[62] İmam Ali şöyle buyurmuştur “Vadettiği şeyi yerine getirmeyi erteleyen kimse gerçekte onu yerine getirmemiştir.”[63] İmam Ali şöyle buyurmuştur “Halktan iyiliğe en layık olan kimse kendisine vadettiğin ihsanı ertelediğinde sabreden, vadedileni yapamayınca mazur gören ve kendisine bağışta bulunulduğunda ise teşekkür eden kimsedir.”[64] İmam Ali şöyle buyurmuştur “En kötü bağış ertelenerek yapılan ve ardından minnet edilen bağıştır.”[65] Kafirin Sadakasıİmam Ali şöyle buyurmuştur “Müminin sadakası ateş karşısında büyük bir kalkan ve örtüdür. Kafirin sadakası ise malını yok olmaktan korur, karşılığı kendisine bu dünyada verilir ve bedenindeki hastalıkları uzaklaştırır. Ama ahirette hiçbir nasibi yoktur.”[66] Günahkara Onu Günahtan Korumak İçin Sadaka VermekResulullah şöyle buyurmuştur “Birisi, “Bu gece kesin olarak sadaka vereceğim” diyerek dışarı çıktı. Elindeki sadakayı bir hırsıza verdi. Ertesi gün insanlar onun hırsıza sadaka verdiğini dile getirdiler. O şöyle dedi “Allah’ım! Sadakam hırsızın eline geçtiği için sana şükrediyorum. Bu gece yine sadaka vereceğim.” Bunun üzerine dışarı çıktı ve sadakasını zinakar bir kadına verdi. Sabah olunca insanlar yine kötü birine sadaka verdiğini dile getirdiler. O yine şöyle dedi “Allah’ım! Sadakamın kötü bir kadının eline geçmesinden dolayı sana şükrederim. Bugün de yine sadaka vereceğim.” Ardından dışarı çıktı ve sadakasını bir zengine verdi. Yine sabah olunca insanlar onun zengine verdiği sadakayı dile getirdiler. O şahıs yine şöyle dedi “Allah’ım! Sadakam bir hırsıza, kötü bir kadına ve zengine ulaştığı için sana şükrederim.” Bunun üzerine kendisine şöyle ilham edildi “Sadakanın hırsızın eline geçmesi onu hırsızlıktan vazgeçirmek içindi. Kötü kadının eline verilen sadaka ise onu zinadan korumak içindi. Zengine verilen sadaka ise ibret alması ve Allah’ın kendisine bağışladığı şeyleri infak etmesi içindi.”[67] —KAYNAKLAR———————- [1] Bakara suresi, 271. ayet[2] Mekarim’ul Ahlak, 1/296/925[3] Bihar, 78/284/1[4] a. g. e. 96/176/4[5] Gurer’ul Hikem, 1518[6] Bihar, 96/177/5[7] Emali et-Tusi, 216/380[8] Bihar, 74/4/1[9] el-Kafi, 4/8/2[10] Bihar, 46/89/77[11] a. g. e. s. 88/77[12] el-Kafi, 4/8/1[13] Bakara suresi, 271. ayet[14] Fatır suresi, 29. ayet[15] Sevab’ul Amal, 172/1[16] Nehc’ul Belağa, 110. hutbe[17] el-Kafi, 4/60/1[18] Bakara suresi, 274. ayet[19] Bihar, 96/125/39[20] Emali es-Seduk, 300/15[21] Bihar, 96/176/3[22] Durr’ul Mensur, 2/100[23] Al-i İmran suresi, 133-134. ayetler[24] Durr’ul Mensur, 2/316[25] Mecme’ul Beyan, 2/837[26] İsra suresi, 29. ayet[27] Bakara suresi, 219. ayet[28] Kenz’ul Ummal, 16246[29] el-Kafi, 4/55/6[30] Bihar, 77/69/8[31] Kenz’ul Ummal, 16138[32] Kafi, 4/53/7[33] a. g. e. s. 32/1[34] a. g. e. s. 33/2, bak. Vesail’uş Şia, 11/543, 10. bölüm[35] Durr’ul Mensur, 1/607[36] Emali es-Seduk, 351/1[37] Bihar, 76/369/30[38] Sevab’ul A’mal, 170/14[39] Kenz’ul Ummal, 16197[40] Bakara suresi, 273. ayet[41] Kenz’ul Ummal, 16551[42] a. g. e. 16552[43] Sevab’ul A’mal, 171/20[44] Bihar, 96/127/46[45] Kafi, 3/500/12[46] a. g. e.[47] Kenz’ul Ummal, 16548[48] Kafi, 3/560/2[49] el-Fakih, 3/177/3671[50] Bakara suresi, 263-264. ayetler[51] Müddessir suresi, 6. ayet[52] Bihar, 78/80/65[53] el-Kafi, 4/22/2[54] Bihar, 77/421/40[55] a. g. e. 96/141/6[56] Nehc’ul Belağa, 53. mektup[57] Bihar, 78/283/1[58] Tenbih’ul Havatir, 2/120[59] Gurer’ul Hikem, 635[60] a. g. e. 1595[61] a. g. e. 1605[62] a. g. e. 3941[63] a. g. e. 9534[64] a. g. e. 3347[65] a. g. e. 5731[66] Tuhef’ul Ukul, 123[67] Kenz’ul Ummal, 16193
AYET-İ KERİMELER Muhammed / 21. Onların vazifesi itaat ve güzel sözdür. İş ciddiye bindiği zaman Allah’a sadakat gösterselerdi, elbette kendileri için daha hayırlı olurdu. Ahzab / 23. Müminler içinde Allah’a verdikleri sözde duran nice erler var. İşte onlardan kimi, sözünü yerine getirip o yolda canını vermiştir; kimi de şehitliği beklemektedir. Onlar hiçbir şekilde sözlerini değiştirmemişlerdir. Ahzab / 24. Çünkü Allah sadâkat gösterenleri sadâkatları sebebiyle mükâfatlandıracak, münafıklara -dilerse- azap edecek yahut da tevbe ederlerse tevbelerini kabul edecektir. Şüphesiz Allah, bağışlayandır, esirgeyendir. HADİS-i ŞERİF * Hazreti Enes radıyallahu anh anlatıyor “Biz şu ayeti amcam Enes İbnu’n-Nadr hakkında indi biliyorduk. meâlen “Mü’minler içinde Allah’a verdikleri sözde sadakat gösteren nice erler var. İşte onların kimi adağını ödedi, kimi de bunu bekliyor. Onlar hiçbir suretle ahidlerini değiştirmediler.” Ahzâb 23. * Hazreti Aişe radıyallahu anha anlatıyor “Ebu Bekr Radıyallahu anh, Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm’ın yanına girmişti. Aleyhissalatu vesselam “Müjde. Ey Ebu Bekr! Sen Allah’ın ateşten azad ettiği kimsesin!” buyurdular. İşte o günden itibaren Hz. Ebu Bekr, Atik azadlı diye isimlendirildi.” * Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki “Cebrail aleyhisselâm yanıma gelerek elimden tuttu ve bana ümmetimin gireceği cennet kapısını gösterdi.” Hazreti Ebu Bekr atılıp “Ey Allah’ın Resulü! Ben o sırada seninle olmayı ne kadar isterdim, ta ki ona ben de bakayım!” dedi. Aleyhissalatu vesselam “Ey Ebu Bekr, ümmetimden cennete ilk girecek kimse olman sana yetmez mi!” karşılığında bulundular.” * Yine Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki”Nezdimizde bir eliihsanı bulunan hiç kimse yoktur ki, o ihsan sebebiyle biz ona misliyle veya daha fazlasıyla karşılıkta bulunmayalım. Ancak Ebu Bekr bundan hariç. Çünkü, onun nezdimizde yardım varsa da, onun karşılığını Kıyamet günü ona Allah verecektir. Bana Ebu Bekr’in malı kadar kimsenin malı faydalı olmadı. Benim müslüman olmasını teklif ettiğim herkesten bir zorluk gördüm, Ebu Bekr hariç. Zira o teklifim karşısında hiç tereddüd etmeden kabul etti. Eğer kendime bir dost halil ittihaz etseydim, mutlaka Ebu Bekr’i dost edinirdim. Haberiniz olsun, arkadaşınız Allah Teâla’nın dostu halilullah’tır.” * Ebu Sa’id radıyallahu anh anlatıyor “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm bir gün halka hitap ederek buyurdular ki “Allah Teâla Hazretleri bir kulunu, dünya ile nezdindekini tercihte muhayyer bıraktı. O kul, Allah’ın nezdindekini tercih etti.” Bu söz üzerine Hz. Ebu Bekr ağlamaya başladı. Biz, Aleyhissalatu vesselam’ın, Allah tarafından muhayyer bırakılan bir kul hakkında verdiği haber sebebiyle onun ağlamasına hayret ettik. Meğer, muhayyer bırakılan o kul Aleyhissalatu vesselam’ın kendisi imiş. Meğer bunu en iyi anlayan da aramızda Ebu Bekr imiş. Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki “Sohbetiyle olsun malıyla olsun bana en ziyade ikramda bulunan Ebu Bekr’dir. Eğer, ben Rabbimden başkasını halil dost tutacak olsaydım, mutlaka Ebu Bekr’i halil edinirdim. Allah arkadaşınızı kendine halil kıldı. Ancak aramızda İslam kardeşliği ve İslam muhabbeti var bu efdaldir. Mescide açılan hususi hiçbir kapı bırakılmayıp, hepsi kapatılacak, sadece Ebu Bekr’in kapısı açık bırakılacak.” * Ebu’d-Derda radıyallahu anh anlatıyor “Ben Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm’ın yanında oturuyordum. Derken, Ebu Bekr radıyallahu anh elbisesinin eteğini tutarak çıkageldi. Öyle ki, dizleri açılmış durumdaydı. Aleyhissalatu vesselam onu bu halde görür görmez “Arkadaşınız biriyle çekişmiş olmalı!” buyurdular. Ebu Bekr selam verdi ve “Ey Allah’ın Rasûlü! Benimle İbnu’l-Hattab arasında bir şey tatsızlık oldu. Üzerine yürüdüm, sonra da pişman oldum. Beni affetmesini taleb ettim, kabul etmedi. Bunun üzerine sana geldim!” dedi. Aleyhissalatu vesselam da “Ey Ebu Bekr! Allah sana mağfiret etsin!” buyurdu ve bunu üç kere tekrar etti. Sonra da Ömer radıyallahu anh, davranışından pişman oldu. Ebu bekr radıyallahu anh’ın evine gitti ve “Ebu Bekr evde mi?” diye sordu. “Hayır!” cevabını alınca, o da doğru Aleyhissalatu vesselâm’ın yanına geldi ve selam verdi Aleyhissalatu vesselam’ın yüzü öfkeden renk renk olmaya başladı. Bu hal, Hz. Ebu Bekr radıyallah’ı korkuttu. derhal diz çökerek “Ey Allah’ın Resûlü! Bu meselede hata benim, ben zulmettim!” dedi. Aleyhissalatu vesselam hepimize “Allah beni size peygamber olarak gönderdi. Size tebliğ ettiğim zaman hepiniz bana”Sen yalancısın” dediniz. Ebu Bekr ise “Doğru söyledin” dedi ve bana canıyla, malıyla yardımcı oldu. Siz arkadaşımı bana bırakırsınız değil mi?” buyurdular ve iki veya üç kere, bu sözü tekrar ettiler.” Ebu’d-Derda der ki “Bundan sonra, Resûlullah’ın hatırı için Ebu Bekr’e hiç eziyet edilmedi.” Sadakat, feragat ve fedakarlıkla ifadesini bulur. Allah’ı ve Resûlullah’ı kendi arzu ve isteklerine tercih etmekle tezahür eder. İlkler ve onları takip edenler nefsî arzularını ve behimî isteklerini Allah ve Resûlü için terkederek, sadakatı ve sıddıkiyeti temsil etmişlerdi. Onları takip edip bu yeni bezmde peşleri sıra gidecek olanlar da, kıyamete kadar o vasıfları taşıyacak olan “Sadıklar ve sıddıklar cemaâti”dir. Allah Resûlü’nün çevresinde halenenen o mümtaz cemaatin baş ünvanları Sadakattır. Sadık, derin ve yorucu meselelerle iştigal etmese de, Allah’ı, Resûl’ünü ve Ehlullah’ı ile kâlbi münasebetini bir an bile aksatmaz, Nefsî hazlarını, annesi, babası, eş ve evladı gibi bütün sevdiklerini Allah ve Resûlü’nden üstün tutmaz. Allah’ın rızası ve Resûlullah’ın bir anlık bakışını, şeyhinin bir nazarını cihanlara bedel bilir; malını, mülkünü ve herşeyini O’nlara mukabil feda eder. Nazarında, Allah’a ve Resûlü’ne ait olmayan şeylerin kıymeti yoktur. Sessizdir, durgundur, hakkında methiyeler yazılmamıştır ama derunu ummanlar gibidir. Sabır ve sadakat ancak imtihanlarla belli olur. Her türlü imtihan karşısında, Hakk kapısından ayrılmayanlar ve orada kalmaya kararlı olanlar ve kapının her açılıp kapanışında, başı kapının eşiğinde bekleyenler bu imtihanı kazanmış olacaklardır. Az bir sıkıntı ile yol-yön değiştirip, kapının önünden ayrılanlar da kaybetmiş olacaklardır. SAHABİDEN SADAKAT ÖRNEKLERİ Hazreti Hubeyb Mekke’de şehit edilmek üzere iken müşriklerin kendisine -“Ne dersin, Şimdi O peygamber burada olsa idi de, senin yerine O’nu öldükse idik olmaz mı idi?” Tüyler ürpertici bu teklife karşı -“O’nun benim yerime öldürülmesi şöyle dursun, O’nun ayağına bir diken batacaksa, O’nun yerine benim gibi binlerce Hubeyb feda olsun” demişti ve sadakatini göstermişti. Hazreti Sa’d bin Rebi uhudda şehit olarak vefat etmek üzere iken, Allah Resulünden selam getirip halini soran sahabiye , ölüm heyecanı taşıdığı o demlerde; cemaatime git söyle -“Eğer göz açıp kapayıncaya kadar nefesleri olur da bu müddet zarfında Allah Resulüne her hangi bir şey olursa ahirette iki elim yakalarındadır” vasiyetinde bulunuyor ve sadakatini gösteriyordu. Uhud da Allah Resulü Sallallahu aleyhi ve sellem’in dişinin kırıldığını duyan bir sahabi, bir kenara çekilmiş, eline bir taş almış “Resulallah’ın dişinin kırıldığı bir dünyada ben diş taşıyamam” diyerek bütün dişlerini kırmıştı. …Her türlü değer ölçüsünün sarsıldığı zamanımızda, insanımızın işbu sadakat meselesine ne kadar da çok ihtiyacı var. SULTAN’IN SÖZÜ Gazneli Mahmut, vezirleri ve Devletin ileri gelenleri ile birlikte otururken cebinden kıymetli bir mücevher çıkardı. Vezirlerinden birine verdi – Değeri nedir? diye sordu. Vezir eline aldı, inceledi. – Yüz deve yükü altın eder, dedi. Sultan Mahmut – Onu kır, dedi. Vezir – Efendim, bunu kırmak size ve hazinenize zarar vermektir. Size nasıl kötülük yaparım? dedi. Sultan Mahmut, ona ihsanlarda bulundu. Aynı şeyi bir kaç İleri gelen kişi ile daha denedi. Hemen hemen aynı cevapları veriyorlar, o da onlara ihsanda bulunuyordu. Sonunda sadık bendesi Eyaz’ı çağırıp – Kır bunu, dedi. Eyaz hiç tereddüt etmeden mücevheri paramparça etti. Etraftakiler acıdılar – Ey Eyaz, bu padişaha ihanettir, dediler. Eyaz -Padişaha gerçek bir sevgi İle bağlı olan için, onun emir ve arzusundan daha kıymetli bir şey olamaz, cevabını verdi. Bazıları, hikmetini aramak düşüncesi ile değil, kendilerine olan faydasını öğrenmek merakı ile, “Allah bunu niye emretti, şu faydaları mı var?”diyip duruyorlar. Halbuki, Sultanın emri, o emre karşı edep, bütün hikmetlerin ve faydaların ötesindedir. Ne yazık ki, günümüzün bencil insanı, dinde bile, evvela Onun arzusunu değil kendi menfaatlerini arıyor. Çarkedip durma öyle, maksûda eremezsin; Yerinde kalmayınca, meyveyi deremezsin! Varan sebâtla vardı, gidip menzile erdi, Sen sebât etmeyince, dost yüzü göremezsin! Yollar uzun ve yaman, yolcuya azık îmân, İnançla gerilmezsen, Cennet’e giremezsin.
Sadaka nedir? Sadakanın önemi nedir? Sadakanın çeşitleri nelerdir? Sadaka vermenin faziletleri nelerdir? Kuran'da geçen sadaka ayetleri ve Hadis-i şerifler nelerdir? Sadaka ile ilgili ayet ve hadisleri sizler için hem zekât hem de hayır-hasenât anlamına gelir. Zekâta sadaka da denilmektedir. Farz olan zekât ile nâfile olan sadaka Kur’an ve hadislerde “sadaka” sözüyle ifade NEDİR?Sevaptan başka herhangi bir karşılık beklemeden sırf iyilik niyetiyle yapılan hayır çeşitlerinin dinimizdeki ortak adı sadakadır. Sadaka denilince ilk anda aklımıza, çarşıda-pazarda dilenenlere verilen küçük maddî yardımlar gelir. Bunlar sadakanın yaygın fakat çok özel bir çeşididir. Aslında Allah rızâsı için yapılan her şey sadakadır. Güler yüz, tatlı sözden tutunuz da aile mutluluğuna katkıda bulunmak düşünce ve niyetiyle erkeğin sofrada hanımının ağzına uzatacağı bir kaşık çorbaya varıncaya kadar her şey sadaka, hem zekât hem de hayır-hasenât anlamına gelir. Zekâta sadaka da denilmektedir. Farz olan zekât ile nâfile olan sadaka Kur’an ve hadislerde “sadaka” sözüyle ifade ÖNEMİ NEDİR?Sadaka, sadaka veren kişinin imanına delildir. Zira sadaka, hem zekât hem de hayır-hasenât anlamına gelir. Bunları yerine getirmek de imandan kaynaklanır. Şefkat, yardım, çevreye karşı duyarlılık, zayıf ve kimsesizleri korumak hep iman alâmetidir. Merhametsizlik, haksızlık, duyarsızlık, kabalık ve katılık dinî duygudan, sorumluluktan, ilâhî huzt zurdaki hesaplaşmaya önem vermemekten, kısacası imansızlıktan ileri gelir. “Dini yalan sayanı gördün mü? O, yetimi iter-kakar ve asla fakir fukaranın doyurulmasını teşvik etmez” [Maun sûresi 107, 3] âyeti bu durumu açıkça ortaya koymaktadır. O halde sadaka, imana ve ondan kaynaklanan üstün İslâmî değerlerin varlığına delildir. Öte yandan sadakt ka veren mü’min, kıyamette malını nereye harcadığı sorulduğu zaman, verdiği sadakayı ÇEŞİTLERİ NELERDİR?Sadakayı daha iyi anlayabilmek için 4 ana başlıkta Farz olan sadaka Buna kısaca zekat denir. 2- Fıtır sadakası Sadaka-i fıtır, her müslümanın vermesi gereken vacip bir sadakadır. Ramazan ayı içerisinde verilir. Buna fitre de denir. 3- Nafile olan sadakalar Bu da kişinin Rabbimizin rızasını gözeterek verdiği sadakadır. Allah rızâsı için yapılan her güzel şey sadakadır. Bu sayfa bu konuyu ele Sadaka-i cariye Öldükten sonra da, amel defterimize sevap yazdıran sadakadır. Sadaka-i cariye, cami, yol yapmak, ağaç dikmek, çeşme, faydalı ilmi eser bırakmak gibi insanlara faydası dokunan her çeşit iyi işlerdir. SADAKA İLE İLGİLİ AYETLERKuran'da geçen sadaka ayetleri ve Hadis-i şerifler nelerdir? Sadaka ile ilgili ayet ve hadisleri sizler için derledik...BAKARA SÛRESİ"Haccı ve umreyi Allah için tam yapın. Eğer bunlardan alıkonursanız kolayınıza gelen kurbanı gönderin. Kurban, yerine varıncaya kadar başlarınızı tıraş etmeyin. Sizden her kim hasta olursa yahut başından bir rahatsızlığı varsa, oruç veya sadaka veya kurban olmak üzere fidye gerekir. Hac yolculuğu için emin olduğunuz vakit kim hac günlerine kadar umre ile faydalanmak isterse, kolayına gelen bir kurban kesmek gerekir. Kurban kesmeyen kimse hac günlerinde üç, memleketine döndüğü zaman yedi olmak üzere oruç tutar ki, hepsi tam on gündür. Bu söylenenler, ailesi Mescid-i Haram civarında oturmayanlar içindir. Allah'tan korkun. Biliniz ki Allah'ın vereceği ceza ağırdır." Bakara Suresi 196"Sana içkiyi ve kumarı soruyorlar. De ki Bu ikisinde insanlar için büyük zarar ve bazı faydalar vardır; zararları da faydalarından büyüktür. Sana neyi infak edeceklerini de soruyorlar. De ki İhtiyaç fazlasını. Allah sizin için âyetlerini işte böyle açıklıyor ki düşünesiniz." Bakara Suresi 219"Güzel bir söz ve bağışlama, peşinden gönül kırma gelen bir sadakadan daha hayırlıdır. Allah her bakımdan sınırsız zengindir, halimdir hemen cezalandırmaz, mühlet verir." Bakara Suresi 263"Ey iman edenler! Allah'a ve ahiret gününe inanmadığı halde insanlara gösteriş olsun diye malını harcayan kimse gibi, sadakalarınızı başa kakmak ve gönül kırmak suretiyle boşa çıkarmayın. Böylesinin durumu, üzerinde biraz toprak bulunan ve maruz kaldığı şiddetli yağmurun kendisini çıplak bıraktığı bir kayanın durumu gibidir. Onlar kazandıklarından hiçbir şey elde edemezler. Allah kâfirler topluluğunu hidayete erdirmez." Bakara Suresi 264"Sadakaları açıktan verirseniz ne güzel! Fakat onları gizleyerek fakirlere verirseniz bu, sizin için daha hayırlıdır ve günahlarınızdan bir kısmına da keffaret olur. Allah yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır." Bakara Suresi 271"Sadakalar kendilerini Allah yoluna adayan, yeryüzünde dolaşmaya güç yetiremeyen fakirler içindir. İffetlerinden dolayı dilenmedikleri için, bilmeyen onları zengin sanır. Sen onları yüzlerinden tanırsın. İnsanlardan arsızca bir şey istemezler. Siz hayır olarak ne verirseniz, şüphesiz Allah onu bilir." Bakara Suresi 273"Allah, faiz malını mahveder, sadakaları ise artırır bereketlendirir. Allah hiçbir günahkâr nankörü sevmez." Bakara Suresi 276"Eğer borçlu darlık içindeyse ona eli genişleyinceye kadar mühlet verin. Eğer bilirseniz, borcu sadaka olarak bağışlamanız, sizin için daha hayırlıdır." Bakara Suresi 280NİSÂ SURESİ"Bir sadaka vermeyi, yahut iyilik yapmayı, yahut da insanların arasını düzeltmeyi emredenleri hariç, onların aralarındaki gizli konuşmaların çoğunda hiçbir hayır yoktur. Kim bunları sırf Allah'ın rızasını kazanmak için yaparsa, biz ona büyük bir mükâfât vereceğiz." Nisâ Suresi 114MÂİDE SURESİ"Onda Tevrat'ta üzerlerine şunu da yazdık Cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş kısas edilir. Yaralar da kısasa tabidir. Kim de bu hakkını bağışlar, sadakasına sayarsa o, kendisi için keffaret olur. Allah'ın indirdiği ile hükmetmeyenler zalimlerin ta kendileridir." Mâide Suresi 45TEVBE SURESİ"İçlerinden sadakalar konusunda sana dil uzatanlar da var. Kendilerine ondan bir pay verilirse, hoşnut olurlar; eğer kendilerine ondan bir pay verilmezse, hemen kızarlar." Tevbe Suresi 58"Sadakalar zekatlar, Allah'tan bir farz olarak ancak fakirler, düşkünler, zekât toplayan memurlar, kalpleri İslam'a ısındırılacak olanlarla özgürlüğüne kavuşturulacak köleler, borçlular, Allah yolunda cihad edenler ve yolda kalmış yolcular içindir. Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir." Tevbe Suresi 60"İçlerinden, "Eğer Allah bize lütuf ve kereminden verirse mutlaka bol bol sadaka veririz ve mutlaka salihlerden oluruz" diye Allah'a söz verenler de vardır." Tevbe Suresi 75"Sadakalar hususunda gönüllü bağışta bulunan mü'minlerle, güçlerinin yettiğinden başkasını bulamayanları çekiştirip onlarla alay edenler var ya; işte Allah asıl onları maskaraya çevirmiştir. Onlar için elem dolu bir azap vardır." Tevbe Suresi 79"Onların mallarından, onları kendisiyle arındıracağın ve temizleyeceğin bir sadaka zekat al ve onlara dua et. Çünkü senin duan onlar için sükûnettir Onların kalplerini yatıştırır. Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir." Tevbe Suresi 103YÛSUF SURESİ"Bunun üzerine Mısır'a dönüp Yûsuf'un yanına girdiklerinde, "Ey güçlü vezir! Bize ve ailemize darlık ve sıkıntı dokundu. Değersiz bir sermaye ile geldik. Zahiremizi tam ölç, ayrıca bize sadaka ver. Şüphesiz Allah sadaka verenleri mükafatlandırır" dediler." Yûsuf Suresi 88AHZÂB SURESİ"Şüphesiz müslüman erkeklerle müslüman kadınlar, mü'min erkeklerle mü'min kadınlar, itaatkar erkeklerle itaatkar kadınlar, doğru erkeklerle doğru kadınlar, sabreden erkeklerle sabreden kadınlar, Allah'a derinden saygı duyan erkekler, Allah'a derinden saygı duyan kadınlar, sadaka veren erkeklerle sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkeklerle oruç tutan kadınlar, namuslarını koruyan erkeklerle namuslarını koruyan kadınlar, Allah'ı çokça anan erkeklerle çokça anan kadınlar var ya, işte onlar için Allah bağışlanma ve büyük bir mükafat hazırlamıştır." Ahzâb Suresi 35HADÎD SURESİ"Şüphesiz ki sadaka veren erkeklerle sadaka veren kadınlar ve Allah'a güzel bir borç verenler var ya, verdikleri onlara kat kat ödenir. Ayrıca onlara çok değerli bir mükafat da vardır." Hadîd Suresi 18MÜCÂDELE SURESİ"Ey iman edenler! Peygamber ile başbaşa konuşacağınız zaman, başbaşa konuşmanızdan önce bir sadaka verin. Bu, sizin için daha hayırlı ve daha temizdir. Şâyet sadaka verecek bir şey bulamazsanız, bilin ki Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir." Mücâdele Suresi 12"Başbaşa konuşmanızdan önce sadakalar vermekten çekindiniz mi? Bunu yapmadığınıza ve Allah da, sizi affettiğine göre artık namazı kılın, zekatı verin, Allah'a ve Resülüne itaat edin. Allah bütün yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır." Mücâdele Suresi 13MÜNÂFİKÛN SURESİ"Herhangi birinize ölüm gelip de, "Ey Rabbim! Beni yakın bir zamana kadar geciktirsen de sadaka verip iyilerden olsam!" demeden önce, size rızık olarak verdiğimiz şeylerden Allah yolunda harcayın." Münâfikûn Suresi 10SADAKA İLE İLGİLİ HADİSLERSadaka ile ilgili Hadis-i şerifleri sizler için derledik...Güzel söz Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu“İnsanların her bir eklemi için her gün bir sadaka gerekir. İki kişi arasında adâletle hükmetmen sadakadır. Bineğine binmek isteyene yardım ederek bindirmen yahut yükünü bineğine yüklemen sadakadır. Güzel söz sadakadır. Namaz için mescide giderken attığın her adım bir sadakadır. Gelip geçenlere eziyet veren şeyleri yoldan gidermen de sadakadır.” Buhârî, Sulh 11, Cihâd 72, 128; Müslim, Zekât 56Güzel iş İbni Abdullah radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu“Her meşrû ve güzel iş sadakadır.” Buhârî, Edeb 33; Müslim, Zekât 53Her güzel şey Zer radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu“Her birinizin her bir eklemi ve kemiği için bir sadaka gerekir. Binaenaleyh her tesbih sadakadır, her hamd sadakadır, her tehlil sadakadır, her tekbir sadakadır. İyiliği tavsiye etmek sadakadır, kötülükten sakındırmak sadakadır. Kulun kuşluk vakti kılacağı iki rek’at namaz bütün bunları karşılar.” Müslim, Müsâfirîn 84, Zekât 56.Sadaka, veren kişinin imanına Mâlik Hâris İbni Âsım el-Eş’arî radıyallahu anh’den rivâyet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu“Temizlik imanın yarısıdır. Elhamdülillah duası mizânı, sübhânellah ve elhamdülillah sözleri ise yer ile gökler arasını sevap ile doldurur. Namaz nurdur; sadaka burhandır; sabır ziyâdır. Kur’an senin ya lehinde ya da aleyhinde delildir. Herkes sabahtan pazara çıkar nefsini satar; kimi onu âzâd kimi de helâk eder.” Müslim,Tahâret 1.Ne verirsen elinle o gider Hüreyre radıyallahu anh şöyle dediResûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e bir adam geldi ve şöyle dedi- Ey Allah’ın elçisi! Hangi sadakanın sevabı daha büyüktür?Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem de şöyle buyurdu- “Güçlü-kuvvetliyken, sıhhatın yerindeyken, cimriliğin üzerinde, fakir düşmekten endişe etmekteyken, daha büyük zengin olmayı düşlerken verdiğin sadakanın sevabı daha büyüktür. Bu işi can boğaza gelip de “falana şu kadar”, “filana bu kadar” demeye bırakma. Zaten o mal vârislerden şunun veya bunun olmuştur.” Buhârî, Zekât 11, Vasâyâ 17; Müslim, Zekât 92Her bir tekbir Zer radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre bazı insanlar- Ey Allah’ın Resûlü! Zenginler bütün sevapları alıp götürüyorlar. Zira bizler gibi namaz kılıyor, bizler gibi oruç tutuyor ve ayrıca mallarının fazlasından da sadaka veriyorlar, dediler. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem- “Allah size sadaka verme imkânı bahşetmedi mi sanıyorsunuz? Her tesbih sadaka, her tekbir sadaka, her tahmid sadaka, her tehlil sadakadır. İyiliği emretmek sadaka, kötülükten sakındırmak sadakadır. Hatta her birinizin eşiyle yatması bile sadakadır” Ey Allah’ın Resûlü, cinsel arzusunu tatmin eden birine bundan da mı sevap var? dediler. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem- “Bu istek ve ihtiyacını haram yoldan giderseydi, günah olmayacak mıydı? Helâl ve meşrû yoldan gidermesinde de elbette sevap vardır” buyurdu. Müslim, Zekât 53, Mesâcid 142“Dine uygun olan her güzel iş sadakadır.” Buhârî, Edeb 33; Müslim, Zekât 53.Dikilen ağacın meyvesi İbni Abdullah radıyallahu anh’den rivâyet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu“Herhangi bir müslümanın diktiği ağaçtan yenen şey onun için sadakadır. Çalınan şey de sadakadır; eksiltilen de onun için sadakadır.” Müslim, Müsâkât 7“Bir kimse bir ağaç diker de o ağacın meyvesinden herhangi bir insan veya Allah’ın yarattıklarından herhangi bir yaratık yerse bu, o ağacı diken için sadaka olur” Ahmed İbni Hanbel, Müsned, VI, 444.Sadaka vermek her müslümanın Mûsâ el-Eş’arî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Nebi sallallahu aleyhi ve sellem bir keresinde- “Sadaka vermek her müslümanın görevidir” Sadaka verecek bir şey bulamazsa? “Amelelik yapar, hem kendisine faydalı olur, hem de tasadduk eder” Buna gücü yetmez veya iş bulamaz ise? “Darda kalana, ihtiyaç sahibine yardım eder” Buna da gücü yetmezse? “İyilik yapmayı tavsiye eder” Bunu da yapamazsa? “Kötülük yapmaktan uzak durur. Bu da onun için sadakadır” buyurdu. Buhârî, Zekât 30, Edeb 33; Müslim, Zekât 55Sadaka, malı Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu“Sadaka vermek malı eksiltmez. Kul başkalarının hatalarını bağışladıkca Allah da onun şerefini arttırır. Kim Allah için alçak gönüllü davranırsa, Allah da onu yükseltir.” Müslim, Birr 69. Ayrıca bk. Tirmizî, Birr 82Her gün için bir sadaka vermek Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu“İnsanın her bir eklemi için her Allah’ın günü bir sadaka vermek gerekirİki kişinin arasını bulman, haklarında adaletle hükmetmen bir kimseye bineğine binerken yardımcı olman veya yükünü hayvanına yüklemesine yardım etmen bir bir söz söylemek giderken attığın her adıma bir sadaka sevabı geçenleri rahatsız eden bir şeyi yoldan alıp atman bir sadakadır.” Buhârî, Sulh 11, Cihâd 72, 128; Müslim, Zekât 56İyiliği emretmek, kötülükten sakındırmak bir Ekrem Efendimiz şöyle buyurmuştu“Sübhânallah demek bir sadakadır. Elhamdülillah demek bir sadakadır. Lâ ilâhe illallah demek bir sadakadır. Allahü ekber demek bir sadakadır. İyiliği emretmek, kötülükten sakındırmak bir sadakadır. İnsanın kılacağı iki rekât kuşluk namazı ise, bütün bunlara bedeldir” Müslim, Müsâfirîn 84.Aile için harcanan Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu“Allah yolunda cihâd edilmesi için sarfettiğin para, köle âzâd etmek için harcadığın para, fakire sadaka verdiğin para ve bir de aile fertlerinin ihtiyaçları için harcadığın para var ya! İşte bunların içinde sana en çok sevap kazandıracak olanı, ailen için harcadığın paradır.” Müslim, Zekât 39Aile geçimini sağlamak Mes`ûd el-Bedrî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Peygamber aleyhisselâm şöyle buyurdu“Bir adam Allah’ın rızasını umarak ailesinin geçimini sağlarsa, harcadıkları onun için birer sadaka olur.” Buhârî, Îmân 41, Megâzî 12, Nefekât 1; Müslim, Zekât 49Veren el, alan elden Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Peygamber aleyhisselâm şöyle buyurdu“Veren el alan elden hayırlıdır. Yardım etmeye, geçimini üstlendiğin kimselerden başla! Sadakanın hayırlısı, ihtiyaç fazlası maldan verilendir. Kim insanlardan bir şey istemezse, Allah onu kimseye muhtaç etmez. Kim de tokgözlü olursa, Allah onu zengin kılar.” Buhârî, Zekât 18, Nefekât 2; Müslim, Zekât 94-97, 106, 124Zînet eşyânızdan bile olsa sadaka İbni Mes`ûd radıyallahu anh’ın karısı Zeynep es-Sekafiyye radıyallahu anhâ’dan rivayet edildiğine göre birgün Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem- “Ey kadınlar! Zînet eşyânızdan bile olsa sadaka veriniz” sözüne devamla dedi ki Bunun üzerine ben Abdullah İbni Mes`ûd’un yanına dönerek- Sen eli dar bir adamsın. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bize sadaka vermemizi emretti. Ona git de bir soruver. Sadakamı sana vermekle bu emri yerine getiriyorsam ne âlâ. Şayet olmuyorsa başkasına vereyim, dedim. Abdullah- Kendin git sor, deyince ben de gittim. Hz. Peygamber’in kapısına varınca, ensârdan bir kadının orada beklediğini gördüm. Meğer onun derdi de benimkinin aynıymış. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in huzuruna girmeye de pek Bilâl çıkıverince ona- Hz. Peygamber’e git de, “Kapıda iki kadın bekliyor ve kocalarıyla kendi yetimlerine verecekleri sadakanın kabul olup olmadığını soruyorlar, de!. Ama bizim kim olduğumuzu söyleme!” hemen Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in huzuruna girerek meseleyi Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem- “Kim onlar?” diye de- Ensârdan bir kadınla Zeynep, deyince, Resûlullah salllallahu aleyhi ve sellem- “Hangi Zeynep’miş o?” diye sordu. Bilâl- Abdullah’ın karısı, üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu- “Onlar -böyle yapmakla- iki sevap birden kazanırlar. Biri yakınlarını himâye sevabı, diğeri de sadaka sevabı.” Buhârî, Zekât 48; Müslim, Zekât 4Akrabaya verilen de aleyhisselâm sözüne devamla şöyle buyurdu“Yoksula verilen sadaka bir sadaka, akrabaya verilen sadaka ise iki sadaka yerine geçer Biri sadaka sevabı, öteki de akrabayı koruyup gözetme sevabıdır.” Tirmizî, Zekât 26.Sadaka olarak verip sevap İbni Şihhîr radıyallahu anh şöyle dediResûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in yanına gelmiştim. O, “Elhâkümü’t-tekâsür” sûresini okuyordu. Sûreyi okuyup bitirince şöyle buyurdu“Âdemoğlu, malım malım deyip duruyor. Ey âdemoğlu! Yeyip tükettiğin, giyip eskittiğin veya sadaka olarak verip sevap kazanmak üzere önden gönderdiğinden başka malın mı var ki?” Müslim, Zühd 3-4Sadak vermenin ecri Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu“Başka bir gölgenin bulunmadığı Kıyamet gününde Allah Teâlâ, yedi insanı, arşının gölgesinde barındıracaktırÂdil devlet başkanı,Rabbına kulluk ederek temiz bir hayat içinde serpilip büyüyen genç,Kalbi mescidlere bağlı müslüman,Birbirlerini Allah için sevip buluşmaları da ayrılmaları da Allah için olan iki insan,Güzel ve mevki sahibi bir kadının beraber olma isteğine “Ben Allah’tan korkarım” diye yaklaşmayan yiğit,Sağ elinin verdiğini sol elinin bilemeyeceği kadar gizli sadaka veren kimse,Tenhâda Allah’ı anıp göz yaşı döken kişi.” Buhâri, Ezan 36, Zekât 16, Rikak 24, Hudûd 19; Müslim, Zekât 91İhtiyaç fazlasını vermek Ümâme radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu“Ey âdemoğlu! İhtiyacından fazla olan malını sadaka vermen senin için hayırlıdır. Eğer vermeyip elinde tutarsan, senin için kötüdür. Yeterli miktarda mala sahip olmaktan dolayı Allah katında sorumlu tutulmazsın. Harcamaya, bakmakla yükümlü olduklarından başla.” Tirmizî, Zekât 32Veren el, alan elden Ümâme Suday İbni Aclân radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu“Ey âdemoğlu! İhtiyâcından fazla olan malını sadaka olarak vermen senin için iyi; vermemen kötüdür. İhtiyacına yetecek kadarını elinde tutmandan dolayı ayıplanmazsın. İyiliğe, geçimini üstlendiklerinden başla. Veren el, alan elden üstündür unutma.” Müslim, Zekât 97Helal kazanç Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu“Kim, helâl kazancından bir hurma kadar sadaka verirse, - ki Allah, helâlden başkasını kabul etmez - Allah o sadakayı kabul eder. Sonra onu dağ gibi oluncaya kadar, herhangi birinizin tayını büyüttüğü gibi, sahibi adına ihtimamla büyütür.” Buhârî, Zekât 8; Tevhîd 23; Müslim, Zekât 63, 64Misafiri üç günden fazla ağırlamak Şüreyh Huveylid İbni Amr el-Huzâ`î radıyallahu anh, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken dinlediğini söyledi- “Allah’a ve âhiret gününe iman eden kimse misafirine câizesini versin”Ashâb-ı kirâm- Yâ Resûlallah! Misafirin câizesi nedir? diye aleyhisselâm da- “Onu bir gün ve bir gece ağırlamaktır. Misafirlik üç gündür. Misafiri üç günden fazla ağırlamak ise sadakadır.” Buhârî, Edeb 31, 85, Rikâk 23; Müslim, Lukata 14Ölen kişi ardından sadaka verilir mi?Âişe radıyallahu anhâ’dan rivayet edildiğine göre, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e bir adam- Annem ansızın öldü. Öyle sanıyorum ki, şayet konuşabilseydi, sadaka verilmesini vasiyet ederdi. Şimdi ben onun adına sadaka versem, sevabı ona ulaşır mı? diye sordu. Nebî sallallahu aleyhi ve sellem de- “Evet” buyurdu. Buhârî, Cenâiz 95, Vasâyâ 19; Müslim, Zekât 51.Sadaka-i câriye nedir? Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu“İnsan ölünce, üç ameli dışında bütün amellerinin sevabı kesilir Sadaka-i câriye, kendisinden istifade edilen ilim, arkasından dua eden hayırlı evlât.” Müslim, Vasiyyet 14.Cuma günü erkenden camiye gitmek Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu“Bir kimse cuma günü cünüplükten temizleniyormuş gibi boy abdesti aldıktan sonra erkenden cuma namazına giderse bir deve kurban etmiş gibi sevap kazanır. İkinci saatte giderse bir inek, üçüncü saatte giderse boynuzlu bir koç kurban etmiş gibi sevap kazanır. Dördüncü saatte giderse bir tavuk, beşinci saatte giderse bir yumurta sadaka vermiş gibi sevap elde eder. İmam minbere çıkınca melekler hutbeyi dinlemek üzere topluluğun arasına katılır.” Buhârî, Cum`a 4; Müslim, Cum`a 10Cennette sadaka veren kimsenin durumu nedir?Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu"Allah yolunda çift sadaka veren kimse, cennetin muhtelif kapılarından, Ey Allah'ın sevgili kulu! Burada hayır ve bereket vardır’, diye çağırılır. Sürekli namaz kılanlar namaz kapısından, mücahidler cihad kapısından, oruçlular reyyân kapısından, sadaka vermeyi sevenler de sadaka kapısından cennete girmeye davet edilirler."Ebû Bekir radıyallahu anh- Anam babam sana kurban olsun ey Allah'ın Resulü! Gerçi bu kapıların birinden çağrılan kimsenin diğer kapılardan çağırılmaya ihtiyacı yoktur ama, bu kapıların hepsinden birden çağrılacak kimseler de var mıdır? sallallahu aleyhi ve sellem- "Evet, vardır. Senin de o bahtiyârlardan olacağını ümit ederim" buyurdu. Buhârî, Savm 4, Cihâd 37, Bed'u'l-halk 9, Fezâilü ashâbi'n-Nebî 5Allah için yapılan işler Ümâme radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu"Sadakaların en faziletlisi Allah yolunda kurulan bir çadırın gölgesi, Allah yolundaki bir mücâhide verilen hizmetçi ve Allah yolunda bağışlanmış bir erkek devedir." Tirmizî, Fezâilü'l-cihâd 5Verilen sadakayı geri almak neye benzer?Ömer İbni'l-Hattâb radıyallahu anh şöyle dediBen iyi cins bir atımı Allah rızâsı için bir mücâhide vermiştim. O zât ata iyi bakamadı, onu zayıflattı. Bunun üzerine ben hayvanı para ile satın almak istedim. Ucuza vereceğini de tahmin ediyordum. Durumu Nebî sallallahu aleyhi ve sellem'e arzettim. O şöyle buyurdu- "Bir dirheme bile verse, sakın onu satın alma, verdiğin sadakadan asla dönme! Zira bağışından dönen, kustuğunu yalayan gibidir." Buhârî, Hibe 30, 37Kötü bir fiile davet edildiğinde sadaka ver!Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu“Bir kimse Lât ve Uzzâ hakkı için’ diye yemin edecek olursa, hemen ardından lâ ilâhe illallah’ desin. Yine bir kimse arkadaşına Gel, seninle kumar oynayalım’ derse, hemen sadaka versin.” Buhârî, Tefsîru sûre 53, 2, Edeb 74, İsti’zân 52, Eymân 53Allah için verilen sadakanın tesiri nedir?Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu“Vaktiyle bir adam- Ben mutlaka bir sadaka vereceğim, dedi. Geceleyin evinden sadakasını alıp çıktı ve onu bilmeden bir hırsızın eline tutuşturdu. Ertesi gün halk- Hayret! Bu gece bir hırsıza sadaka verilmiş! diye konuşmaya başladı. Adam- Allahım! Sana hamdolsun. Ben mutlaka bir sadaka daha vereceğim, dedi. Sadakasını alarak evinden çıktı ve onu bir fâhişenin eline tutuşturdu. Ertesi gün halk- Olur şey değil! Bu gece bir fâhişeye sadaka verilmiş! diye dedikoduya başladı. Adam- Allahım! Bir fâhişeye sadaka verdiğim için sana hamdolsun. Ben mutlaka bir sadaka vereceğim, dedi. Sadakasını alıp evinden çıktı ve onu bir zenginin eline koydu. Ertesi gün halk- Bu ne iştir! Bu gece bir zengine sadaka verilmiş! diye söylenmeye başladı. Adam- Allahım! Hırsıza, fâhişeye ve zengine sadaka verdiğim için sana hamdolsun, o adama şöyle denildi- Hırsıza verdiğin sadaka, belki onu yaptığı hırsızlıktan utandırıp vazgeçirecektir. Fâhişe belki yaptığından vazgeçip iffetli bir kadın olacaktır. Zengin de belki bundan ibret alıp Allah’ın kendisine verdiği maldan muhtaçlara dağıtacaktır.” Buhârî, Zekât 14; Müslim, Zekât 78Kadınlar için sadaka vermenin önemi nedir?İbni Ömer radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem- “Ey kadınlar! Sadaka veriniz ve çok istiğfâr ediniz. Çünkü ben cehennemin çoğunu sizin doldurduğunuzu gördüm” buyurmuştu. Orada bulunan kadınlardan biri- Niçin cehennemin çoğunu biz dolduruyoruz? diye sordu. Resûl-i Ekrem de- “Çünkü siz çok lânet eder ve kocanızın yaptığı iyilikleri unutursunuz. Aklı ve dini eksik olup da, aklı başında adamların aklını çelen sizin gibisini görmedim” buyurdu. O kadın- Aklımızın ve dinimizin eksikliği nedir? diye sordu. Resûl-i Ekrem de- “İki kadının şahitliği bir erkeğin şahitliğine bedeldir. Kadının günlerce namaz kılmadığı olur.” Buhârî, Hayz 6, Küsûf 9, Zekât 44, Savm 41, Şehâdât 12Sadaka Belayı DefederHadîs-i şerîflerde buyrulur“Sadaka belâyı defeder.” Bkz. Tirmizî, Zekât, 28/664; Süyûtî, el-Câmiu’s-Sağîr, I, 108Sadaka Ömrü Uzatır"Sadaka belâyı def eder ve ömrü uzatır."bk. Heysemi, Mecmaü’z-Zevaid, III/63
sadaka ile ilgili ayet ve hadisler